Terapi Nedir? Doğru Bilinen Yanlışlar

Terapi ya da diğer bir adıyla sağaltım bireylerin psikolojik hastalıklarını, davranış bozukluklarını, uyum sorunlarını ve negatif duygularını konuşma yoluyla azaltmaya çalıştıkları, psikoterapi eğitimi almış kişiler tarafından uygulanan planlı tedavilerdir. Bu uygulayıcıların sıfatları; psikolojik danışman, psikolog ve psikiyatrdır. Psikolojik danışman ve psikolog sağaltımı sadece konuşarak yapabilirken psikiyatr bunun yanında ilaç da kullanabilir.

Neden ve hangi durumlarda terapiye gidilir?

Bazen iyi beslenemediğimizde, iyi uyuyamadığımızda ya da üşüttüğümüzde kendimizi nasıl yorgun, bitkin ve hasta hissediyorsak ruhumuzda biriktirdiğimiz acılardan, öfkelerden ve üzüntülerden yorulup hastalanabilir. Her zaman büyük şeyler yaşamak zorunda da değiliz. İlla ki bir kaybımız olmak zorunda değil. Hayatın akışı bunlar olmadan da yeterince zor. Ve bazen o akışın içinde ya çok geride kalırız ya da akış bizi nereye gittiğimizi bilmeden sürükler durur. İşte bunu farkettiğimizde ya da bir yakınımız farkettiğinde terapiye gideriz. Genellikle terapiye gitme nedenlerini şu şekilde sıralamak mümkün: Bir yakının vefatı, travmatik olaylar( taciz, tecavüz, işkence, kötü bir olaya tanıklık etme vb.), kişilik özelliklerinde kaynaklı problemlerin (Öfke, saldırganlık, kindarlık, aşırı hassasiyet vb.) kendimize ve çevremize zarar verdiği durumlar, ikili ilişkilerde yaşanan y-gerginlikler, sürekli geçmişte ya da gelecekte yaşamak. 

Kabaca sıraladığımız ancak hepsinin kişisel olduğunu belirttiğimiz bu sebepler terapiye ihtiyacın bir göstergesidir.

 Kimler terapiye gidebilir? 

Her yaş grubundan katılım olabileceği gibi tek kişilik ve birden fazla kişiyle gerçekleşen terapiler mevcuttur. Bu ihtiyaca göre şekillenen bir durumdur. Örneğin aile terapisinde, aile bireyleri arasındaki olumsuzluğun giderilmesi tüm aile üyelerinin iş birliğiyle olacağından bütün aile üyeleri terapiye gelir.

Çocuklar terapiye gidebilir mi ? 

Çocuklarda tıpkı bizler gibi çeşitli zorluklar yaşayabilirler. Özellikle okulla ilgili yaşanan sorunlar diğer problemlerin kaynağıdır. Bu yüzden ebeveynlerin bu konuya önem verip ihtiyaç halinde çocuklarını bir çocuk terapistine götürmeleri çok önemlidir.

Terapist anlattığım şeyleri başkalarına anlatır mı?

Terapist ve danışan (terapiye gelen kişi) arasında yapılan görüşme mahrem kabul edilir ve bu yüzden konuşulanlar başkasıyla paylaşılmaz. Bu bir meslek etiğidir. Ancak belli istisnai durumlar vardır. Çocuklarla yapılan terapilerde aileye yapılan bilgilendirme ve herhangi bir durumda kişinin suç işlediğinin tespit edilmesi bunların dışındadır.

 Terapiye ne kadar gideceğim?

Bu öncelikle kişiye ve probleme bağlıdır. Eğer gelen danışan terapistiyle iş birliği yapıyorsa ve sorununu çözmek istiyorsa terapiden kısa sürede sonuç alır. Ancak bunların olmadığı durumlarda seanslar uzar ve sorun çözülmez.

Bir diğer etken ise terapistin benimsemiş olduğu ekoldür. Terapistiniz sizi dinledikten sonra birkaç seansta benimsemiş olduğu ekolden hareketle ortalama bir seans sayısı söyler. Örneğin çözüm odaklı ekolü benimseyen bir terapist ortalama 15-20 seans söylerken; psikodinamik yaklaşımı benimseyen bir terapist 60-70 seans söyleyebilir.

Önemli olan danışanda bir bağımlılık yaratmadan sorunun çözülmesidir.

 Terapiye gittiğinizde sadece sorunlar konuşulmaz.

Elbette terapide sorunlar konuşulur ancak çoğu kişi sadece sorunların konuşulduğunu düşünür. Bu yanlıştır. Terapist danışana duygularının, düşüncelerinin ve davranışlarının farkında olmasına yardımcı olur. Danışanın baş etme stratejilerini geliştirerek karşılaşabileceği olumsuz durumlar karşında danışana yetkinlik kazandırır. Ve bunları öğrenmesiyle hem kendi psikolojisini hem de etrafındaki insanların psikolojisini daha iyi anlar. Yani ruh sağlığı okuryazarı olur.

 Terapistin elinde sihirli bir değnek yoktur. 

Terapiye giden çoğu kişi sorununu anlatır ve terapistin ona ne yapacağını söylemesini bekler. Bu yanlış bir bekleyiştir. Çünkü hiçbir terapist ‘şunu yap ya da bunu yap’ diyerek tavsiyelerde bulunmaz. Bu, sorumluluğu danışandan almak demektir. Ancak en büyük sorumluluk danışanın kendisindedir. Bu yüzden terapiye gittiğinizde böyle bir bekleyişte olmak yerine terapistinizle iş birliği yaparak sorumluluğunu kendinizin alması gerekir. Çünkü kendinizi en iyi kendiniz tanırsınız. 

Umarım bu yazdıklarım terapiye karşı olan bakış açınızı olumlu anlamda değiştirmiştir. Bir şeyi yaparken neden yaptığını bilmek ve doğrusunun ne olduğunu öğrenmek o şeyden alacağınız faydayı da bir o kadar arttırmaktadır. 

   

Yorumlar